Beyin ölümü, bir kişinin beyninin tüm fonksiyonlarının geri dönüşü olmayacak şekilde durduğu durumu ifade eder. Beyin ölümü gerçekleşen bir kişi, temel yaşamsal fonksiyonları sürdüren bir makine gibi desteklense dahi, bilinç ve bilinç dışı aktivitelerin geri dönmesi mümkün değildir. Beyin ölümü, beyindeki tüm nörolojik faaliyetlerin durduğu ve bu nedenle kişinin yaşamının sona erdiği bir durumdur.

Beyin ölümü, genellikle kritik bir beyin hasarı sonucu ortaya çıkar, bu da beyin dokusunun geri dönüşümsüz olarak zarar gördüğü ve işlevini yitirdiği anlamına gelir. Bu durumda, beyin ölümü tespit edildiğinde, kişi klinik olarak ölü kabul edilir ve bu durum hukuki olarak da ölüm olarak tanımlanır.

Bu noktada, bilincin geri dönmesi veya kişinin yaşama dönmesi mümkün değildir. Beyin ölümü, ölümcül bir durumdur ve bu durumdaki bir kişinin yaşamını sürdürmek için teknolojik destekler, organ nakli gibi durumlar hariç, genellikle uygun bir değerlendirme süreci sonrasında sona erdirilir.

Bu nedenle, beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin yeniden yaşama dönmesi tıbbi olarak mümkün değildir. Beyin ölümü tespit edilen bir kişinin organları, uygun durumdaysa, organ bağışı için kullanılabilir. Ancak bu, kişinin kendi yaşamına dönmesi anlamına gelmez. Beyin ölümü, tıp ve hukuk alanlarında çok net bir tanım ve protokole sahiptir, ve bu durumda bir kişinin yaşamın devamı mümkün değildir.